“Türkiye sosyal psikoloji tarihinde Nuri Bilgin’i bir öncü, bir ekol ve yeri doldurulamaz yapan en belirgin özelliklerden biri onun, “burası ve biz” ile “orası ve onlar”ın temsil ettiği değerleri ve karakteri bilimsel bakışına aynı anda katabiliyor oluşuydu. Yerel kalarak evrensel olabilmek, sadece kuram veya hipotez ithal etmenin ötesinde sahip olduğu bilgileri sentezleyerek bize yabancı (bugünün moda deyişiyle “weird”) gelmeyen yeni bir ışık yakabilmek; hem entelektüel, hem hoca, hem de dekanlığı ve bölüm başkanlığı dolayısıyla- yönetici olabilmek, daha öz bir ifadeyle, bilgiye ve insanlara eşit düzeyde yakın olabilmek, Nuri Bilgin’i benzersiz yapan yönleriydi. Onun dille yakın ilişkisi ve yabancı kavramları Türkçeleştirme çabası; psikolojinin yanında felsefe, sosyoloji, tarih, edebiyat gibi farklı kaynaklardan sık sık faydalanan perspektifi, sayısal veriyi ve bulguyu önemseyen ama amaç haline getirmeyen yaklaşımı, toplumsal ve politik dinamiklerle ilgili yorum gücü, bugünün akademisinde eksikliğini hissettiğimiz tarzda bir sosyal psikologluk ve araştırmacılık olarak hatırlanıyor. Bu hayattaki yolculuğunu tamamlayan bir fikir ve bilim insanının bize söylediği şeyler yalnızca arkasında bıraktığı kitaplar ve makalelerde göstermez kendini. Bir akademik kültürü anlamak ve aktarmak kuşkusuz bunun daha da ötesinde bir dikkat ve gayret gerektiriyor; yine de bunun için öncelikle külliyatı elimize almalı ve yola oradan başlamalıyız sanırım. Bu kitap Nuri Bilgin külliyatının çok önemli bir parçası; aynı zamanda onun insanı ve toplumu nasıl ele aldığına dair kapsamlı bir fotoğraf. Nuri hocaya özgü bir üslupla hem bir çerçeve sunuyor hem de çıkışı kolay olmayan bir labirente sokuyor okurunu. Hoca’nın hatırasına şükranlarımla…”

Çağlar SOLAK